30 Ekim 2013 Çarşamba

Duygu Dolu Anktod-Atatürk İçimizde Yaşıyor

Bu anektod beni hep duygulandırır..

Olay otistik çocukların eğitildiği bir okulda geçiyor;

Musa öğretmen çocuklara Atatürk´ü anlatırken "O ölmedi içimizde yaşıyor" diyor. Aradan bir süre geçiyor, küçük çocuğun ailesi öğretmene eskiden çok su içen çocuklarının artık su içmediğinden yakınarak, yardım talep ediyor. 

Musa öğretmen çocuğa neden su içmediğini soruyor. Çocuğun öğretmenine verdiği yanıt yeri göğü inletecek, gözyaşlarını sele çevirecek bir yanıt verir;"ama su içersem Atatürk boğulur" 

Öğrencisini gözyaşlarıyla bağrına basan Musa öğretmen; "İstediğin kadar su içebilirsin, Atatürk çok güzel yüzme biliyordu" deyince Hayat normale dönüyor ve küçük çocuk içinde özenle koruduğu Atatürk´ünün yüzme bildiğini öğrenince yeniden su içmeye başlıyor. 

İDEAL ANNELİK NASIL OLMALIDIR?

Annenin ideal davranışı ne olmalıdır?

Anne sevgisini ve koruyucu­luğunu dengeli bir şekilde kul­lanmalıdır. Bazı anneler vardır ki, “aman çocuğum üzülmesin” diye sorumluluk vermezler. Çocuk 7 yaşına geldiğinde ayakkabısını bağlamayı bili­yor olması gerekir. Annenin koruyucu olup olmadığını tespit etmek için çocuk psikologları çocuk ayakkabısını bağlıyor mu, bağlamıyor mu diye bakarlar. Çocuk bağlamayı bilmiyor ise çocuk 17 yaşına gelmiştir sabah kahvaltıda ekmeğin üzerine ne sürüp sürmeyeceğini anneye sorar. İşte bu tür davranışlar koruyucu annelerin çocuklann-da görülür. Çocuk yürümeye başlamadan önce yatağını, okula başlamadan önce odasını ayırmak gerekir. Daha önceki dönemde anne ile çocuğun bir arada yatmasının sakıncaları yok. Çünkü yakınlık ve dokunmak çok önemli çocuğun gelişiminde…

Çocuk hazıra, kolaya alışır. Kısacası çocuk tembel olur. Çocuk kalkıp su bile almak istemez, her şeyi başkasından bekler, hazır çözümler ister. Çünkü anne sevgi fazlalığından, koruyuculuk fazlalığından çocuğun bir dediğini iki etmemiş olur. “Aman üzülmesin, aman onu zora sokmayalım, aman sıkıntıya sokmayalım” diyen anne, çocuğuna karşı fazla koruyucu ve müdahaleci davranır. Bunun üzerine çocuk “nasıl olsa annem benim adıma düşünüyor, benim düşünmem gerekeni o düşünüyor, benim yapmam gerekeni o yapıyor” diyerek hayatın sorunlarını çözme becerilerini geliştiremez. Çocuk ergenlik dönemine kadar her şeyi anneden bekler. Ergenlikten sonra da başkalarından bekler. Mücadeleciliği, girişimciliği, özgüveni azalır. Anne sevgisi fazla geldiği için çocuk anneden bağımsız olmak ve farklı şeyler yapmak ister; fakat bir yandan da anneyi kaygılı gördüğü için kendini mutsuz hisseder, iç dünyasında çelişki yaşar. O da kaygılı olmasına neden olur.

Mesela böyle annelerin çocuklarında okula giderken okul korkusu gelişir. Evde sanki patlayacak bir bomba var gibi algılar, “annem mutlu değil, ben annemin yanında olmalıyım” gibi bir duyguya kapılırlar. Annenin çocuğunun başını okşaya okşaya onu rahatlatıp okula götürmesi gerekir. Kendinden uzaklaştırması gerekir, yani çocuğun zor şartları öğrenmesi gerekir. Amaç çocuk yetiştirmek değil onu hayata hazırlamaktır.


Prof. Dr. Nevzat TARHAN

Proje Çalışmamız Gelin ve Damat




Stajyer öğrencilerimin ve miniklerimin el emeği gelin ve damat.Biz yaparken çok eğlendik :)

28 Ekim 2013 Pazartesi

Teftiş Öncesi Çocukların Bilmesi Gerekenler

Atatürk kimdir?
Nerede doğdu?
Kaç yılında doğdu?
Annesinin adı nedir?
Babasının adı nedir?
Nerede yatıyor?
Vatanımız neresidir?
İlimiz neresidir?
Okulumuzun adı nedir?
Sınıfımızın adı nedir?
Öğretmeninizin adı nedir?

(Çoğu kendi teftişimde sorulduğu için ekledim.Hatta müfettiş öğretmeniniz nerden geliyor bile demişti)

27 Ekim 2013 Pazar

Gelengür HAKTANIR Hocanın OÖE pogramında yapılan değişiklikle ilgili yazısı...

MEB OÖE Programı-2013 Güncelleme Komisyonu Koordinatörlüğünden gelen yazıyı aynen paylaşıyorum;

Programda komisyon olarak bazı ifadelerde yaptığımız ufak tefek ekleme/değişikliklerin yanı sıra pilot uygulama sürecinin ardından yapılan değerlendirmeler sonucunda aşağıdaki güncellemeler yapılmıştır;

1. Bildiğiniz gibi çocuklarla beraber her gün günlük eğitim akışının sonundaki “Günü Değerlendirme Zamanı”nda soru/yanıt veya diğer yöntemlerle o günle ilgili değerlendirmeler yapıyorduk (neler yapılabileceği programda yazıldığı için her gün neler yapılacağını önceden bu bölüme yazmanız gerekmiyordu). Günlük eğitim sürecinin bitmesinin ardından öğretmen bu değerlendirmeleri temel alarak önemli gördüğü bilgileri çocuk, program ve öğretmen açısından arada bırakılan boşluğa yazıyordu.
Artık bu bilgiler Ek 8, 9 ve 10 da da görülebileceği gibi “Günlük Eğitim Akışı” nın eve gidiş bölümünün altındaki çizgiden sonra açılan “Genel Değerlendirme Bölümü” ne yine üç açıdan yazılacaktır.
2. Etkinlik planlarından "dikkat edilecek noktalar" ve "önerilen diğer etkinlikler" kutucukları kaldırıldı.
3. Öğretmenlerin aylık planlarını ve günlük eğitim akışlarını imzalatmaları ve panolarına asmaları zorunlu olmamasına karşın kurumlardan en üst düzeyde sorumlu olan idarecilerin öğretmenlerin eğitim çalışmaları hakkında bilgi istemelerinin son derece normal ve gerekli olduğu da unutulmamalıdır.
http://www.mebpersoneli.com.tr/genel/dikkat-ogretmene-fotokopi-yasak-h95905.html

DUYULARIMIZ

DUYULARIMIZ
Gözlerim olmasaydı,annemi göremezdim
Ellerim olmasaydı,bebeği sevemezdim
Burnum da olmasaydı,koklayamazdım ben gülü
İşitmese kulağım,dinleyemezdim bülbülü
Dilimle hep duyarım,şekerlerin tadını
Unutmayın çocuklar beş duyunun adını.
"Göz,kulak,burun,dil,el"

24 Ekim 2013 Perşembe

Türkiye'de İyi Öğretmen Olmak


Atatürk Şarkısı

Atatürk

1881'de bir bebek doğdu.
Annesi adını Mustafa koydu.
Sarı saçlı mavi gözlü o bebek
Büyüdü büyüdü Atatürk oldu.

Cumhuriyet Şarkısı

Cumhuriyet

Cumhuriyet Cumhuriyet
En güzel şey Hürriyet
Nice zahmet nice emek
Verdi sana bu millet


29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Tatili Kaç Gün?

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Tatili Kaç Gün?


29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Tatili Kaç Gün? , 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda ek ders ödenecek mi?

Resmi tatillerin belirlendiği Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliğine göre Cumhuriyet Bayramı 28 Ekim (Pazartesi) günü öğledensonra yarım gün ve 29 Ekim (Salı) günü tam gün olarak tatildir.

ULUSAL VE RESMÎ BAYRAMLARDAYAPILACAK TÖRENLER YÖNETMELİĞİ NE GÖRE Resmî Törenlerde Uygulanacak Genel Esaslar

Madde 7-
1. Cumhuriyet Bayramı,
Bayram, 28 Ekim günü saat 13.00′de 21 pare top atışı ile başlar, 29 Ekim günü saat 24.00′deson bulur.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramından Ek Ders Ödenecek Mi?

28 Ekim ve 29 Ekim günlerindeki ek dersler Milli Eğitim Bakanlığının Yönetici ve ÖğretmenlerinDers ve Ek Ders Saatlerine İlişin Kararına göre ; ders görevinin yapılacağı haller arasındadır. Dolayısıyla öğretmenlerin ve idarecilerin bu günlere denk gelen ek dersleri ödenecektir.

MİLLΠEĞİTİM BAKANLIĞI YÖNETİCİ VE ÖĞRETMENLERİNİN DERS VE EK DERSSAATLERİNE İLİŞKİN KARAR

Ders görevinin yapılmış sayılacağı hâller
MADDE 16- (1) Bir öğretim yılında 90 günü geçmemek üzere, bu Karar kapsamında bulunan personelden;
a) Bakanlıkça veya verilen yetki uyarınca valiliklerce yurt içinde düzenlenen her türlü eğitselgezi, konferans, kurs ve seminerlerde görevlendirilenler; fiilen yerine getirdikleri bu görevleri süresince, görevlendirildikleri tarihte kendilerine verilmiş ek ders görevleri varsa bu görevlerini yapmış sayılırlar ve buna ilişkin ek ders ücretleri kadrolarının bulunduğu kurumca ödenir.
b) (Değişik :13/7/2007-2007/12399 B.K.K.) İl düzeyinde millî ve mahallî bayramların kutlamaları için kurulan hazırlık komitelerinde görevlendirilen yönetici ve öğretmenler, millî ve mahallî bayramların hazırlık çalışmalarına katılan yönetici ve öğretmenler, söz konusu bayramların hazırlık çalışmalarına ve törenlerine sınıf veya okul bütünlüğünde katılanöğrencilerin öğrenim gördüğü eğitim kurumlarının yönetici ve öğretmenleri ile millî bayramlar nedeniyle tatil edilen günlerde(1) ders görevlerini yerine getiremeyen yönetici ve öğretmenler, bu sürelerde üzerlerinde bulunan aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim vehazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılırlar.

Kağan YILMAZ

kamuajans.com

ÇOCUKLARIN RESİMLERİNDE NELER TEHLİKE ÇANLARININ ÇALDIĞINA İŞARET EDER?

ÇOCUKLARIN RESİMLERİNDE NELER TEHLİKE ÇANLARININ ÇALDIĞINA İŞARET EDER?

BÜYÜKLÜK : Sayfanın tümünü kapsayan büyük resimler ,çoğu kez iç kontrolü zayıf olan saldırgan çocuklar tarafından çizilmektedir . Aşırı faal çocuklar, sayfanın tamamını kontrolsüz şekilde kullanırlar . Ender olarak çekingen ürkek çocuklar zayıf benlik kavramaları nedeniyle geniş figürler yer vermektedir . Daha güçlü olma arzularını böyle dile getiriler. 

KÜÇÜK ÇİZGİLER : Birkaç santimetre büyüklükte resimler çoğu kez korkak çekingen, çocukların ürünüdür . Küçük boyut onların çekingenliklerinin simgesi olmaktadır. Saldırgan çocuklar ender olarak bu resimlere yer vermektedirler . 

ABARTILI ÇİZGİLER : Resimlerin aşırı büyük ve detaylı veya çok küçük çizilmesi durumlarıdır ki bazen bütünü kapsadığı gibi ,organların tek tek çiziminde de görülmektedir . 

Baş : Çok büyük başlar ,zihinsel engellilerin veya daha başarılı olmak arzusu duyan çocuklarda gözlenmektedir . 
Ağız : Konuşma ve iletişim sorunu olan çocuklar ,anne ve babasına bağımlı çocuklar, büyük ve belirgin ağızlar çizebilirler . 
Gözler : Gözbebeği olmayan boş ve anlamsız gözler görmeye bağlı öğrenme sorunu olan çocuklarca çizilmektedir . 
Ayaklar : Büyük ayaklar kendine güven duyma arzusunun bir göstergesidir . 
Burun : Astımlı çocuklar solunumla alakalı sıkıntılarını burun resimlerini çok belirgin çizerek belli ederler . 
Kulaklar : Kuşkucu, duyma problemi olan çocuklar kulakları büyük çizmektedirler . 
Dişler : Dişler saldırganlığı ifade eder İri çizilmiş dişler saldırganlığın ifadesi olabilir . 

Eksik bırakılan çizgiler : 
Eksik bırakılan eller ,kollar , bacaklar ,ayaklar ,burun, ağız, güvensizliğin, destek arzusunun , işareti olabilir . 
Çocukların his dünyalarının anlaşılmasında yönerge verilerek çizdirilen resimlerin büyük önemi vardır .

1) AİLE ÇİZ TESTİ 
Testin amacı : Çocuğun aileyi nasıl algıladığını ve kendisini aile içinde nerede gördüğünü öğrenmek, bu konuda sıkıntısı olan çocuklarla birebir ilgilenmek 
Testin uygulanması : 
Çocuklara Pastel boya ve çizgisiz kağıt verilir . Ve aile resimleri çizmeleri istenir ve çocuklar serbest bırakılır Resim bitene kadar hiçbir yorum yapılmaz ve resim yorumlama anahtarı verilerek yorum aile ile görüştükten sonra yapılır . 
Testin yorumlanması:
-Çocuğun ailede en çok değer verdiği kişiler ön 
sırada yer alır .
-İkinci derecede önem taşıyanlar arka plandadır .
-Kağıda çiziliş sırası çocuk için taşıdığı anlama göre değişir .
-En çok sevdiği ve örnek aldığını en sola çizer . (onur basamağı)
-En son olanı en sağa çizer Aile bireylerinden en büyük çizdiği genellikle daha önemli gördüğü kişilerdir 
-Çocuk çatıştığı kişileri sayfanın dışına veya arkasına atabilir 
-Çatışma çok büyükse ona hiç yer vermeyebilir .
-Özenle boyanan kişi deneğin en çok değer verdiği kişi olabilir .
-Çirkin boyananlar veya boyanmadan bırakılanlar daha az öneme sahiptir 
Çocuğun kendini resimde çizmemesi kendini ailede değersiz hissetmesinin yanında, ressamın kendini resme koymaması olarak da algılanabilir .Çocuğumuzun resminin tam yorumlanması aile ve testi yapan kişinin bilgi alışverişinde bulunması ile mümkündür .
(okulöncesi.net)

Maden Suyu Şişesinden Hediyelik


Baykuşlar


Baykuşlar..

Sevimli Yılanımız


Şişe kapakları ve sürpriz yumurtadan yılanlar.

Rakamlar ve Haftanın Günleri


Köyde sınıfımın duvarına yaptığım rakamlar ve haftanın günleri...

Çomak Kukla


Parşömen Kağıdından Çocuğumuz




Proje Camii


Kültürümüz konusunu işlerken yaptığımız camimiz..

Tuvalet Eğitimi


Balıklarımız


Sınıf Dolaplarımız


İlkokula hazırlık ve çocuklarda farkındalık oluşturmak için dolaplara isimlerini el yazısı ile yazdık...

Kendi Yapbozunu Kendin Yap


Resmi boyadık,(mukavva daha iyi olur)fon kartonuna yapıştırdık,sonra eşit olarak kestik,12 parçalı yapbozumuzu kendimiz yaptık...

Yuvarlama tekniği ile yapılmış,Atatürk resmi ve Türkiye haritası...


Yuvarlama tekniği ile yapılmış, Atatürk resmi ve Türkiye haritası...

Sağlıklı Diş Deneyi


Sağlıklı Diş Deneyi

Bir kavanoza sirke, bir kavanoza kola ve diğer kavanoza süt koyduk.Kavanozların içine yumurta koyduk. Bir hafta sonunda hangi besinin dişimize daha çok zarar verdiğini göreceğiz.

YİĞİT İLE BABASI

YİĞİT İLE BABASI
Bir zamanlar yaşlı bir adamcağızın bir tek oğlu varmış. Bu oğlan yiğit mi yiğitmiş. Gözü hiçbir şeyden yılmazmış. Ava çıkmayı da çok severmiş.
Günlerden bir gün delikanlı ormana avlanmaya gitmiş. Gitmiş ama yaşlı babasının içine bir ateştir düşmüş. Bütün gün "Ya aslanın biri oğlumu parçalarsa?" diye düşünmüş durmuş.
Akşam olmuş; genç yiğit avdan dönmüş. Yaşlı adam kuşkularını oğluna anlatmış.
- Seni arslan parçalayacak diye çok korkuyorum. Ava çıkmanı istemiyorum, demiş.
Delikanlı ne kadar karşı çıksa da yaşlı adam büyük bir ev yaptırıp oğlunu oraya kapamış. Oğlan ne bir daha dışarı çıkabilmiş, ne de ava gidebilmiş.
Adam oğlunun canı sıkılmasın diye evin bütün duvarlarını hayvan resimleriyle donatmış.
Zavallı delikanlı çaresiz, bu resimlere bakar avunurmuş.
Bir gün arslan resminin önünde durmuş; eski günleri düşünmüş. Arslan resmine bakıp "Senin yüzünden eve kapatıldım. Hiçbir yere çıkamıyorum. Ne yapsam da senden öcümü alsam?" demiş. Aynı anda da arslanın gözüne bir yumruk atmış.
Ama duvardaki bir çivi eline batmış; canı çok acımış.
Ertesi gün delikanlının eli şişmiş. Ateşlenip yataklara düşmüş. Zavallı o günden sonra bir türlü iyi olamamış. Sonunda da ölmüş.
Babası yaptığı hatayı anlamış.
- Ne yaptım da kadere karşı çıktım? Oğlumu gerçek arslandan korudum; bir arslan resmine yenik düştüm, demiş.
Demiş ama iş işten geçmiş